İnzivada nefes alma alanı Liplyanka
Liplyanka, Ukraynalı mimarlık ve tasarım şirketi olan Nom Bureau’nun projesinde verdiği isim… Masalsı, kulakta bıraktığı melodik telaffuzuyla projenin ruhuna yakışan bu isim, sakin, dingin ve alabildiğine doğallığın modernizmle buluştuğu bir yaşam alanını anlatıyor gibi.
2019 yılının ortalarında başlayan bu evin hikayesi, evin sahiplerinin Nom Bureau markasını bulmasıyla başlamış. Genç ve aktif bir hayatı olan ev sahipleri, telaş içinde yaşadıkları bir şehir hayatından sonra sessizliğin içinde olmak ve doğada iyileşebilmek için her fırsatta kaçabilecekleri bir ekolojik yuva ihtiyacıyla gelmişler.
Ev, konumu itibariyle tam da bu noktada ihtiyaç duydukları doğayı sunuyor gibi görünüyor. Karpat Dağları’nın en yüksek noktası olan Hoverla’nın eteklerinde, Vorokhta’nın yakınında bir bölgede yer alıyor.
Buraların özelliklerinden biri, hemen her tarafında görünüşleriyle büyüleyen pitoresk manzarayla çevrili olması. 2019 yılının ortalarında başlayan proje görüşmeleri ve ardından gelen çalışmalarla Liplyanka, 2020 yılının başlarında gibi kısa bir süre içinde tamamlanmış.
Wabi-Sabi isimli ünlü Japon estetik tarzını temellendirmeye çalıştıkları bir proje elde etmek üzerine yola çıkmışlar.
Ev sahipleri, akşamları rahat bir şekilde vakit geçirebilmek için odada büyük bir şömine olmasını istemiş. “Yakacak odun depolamak için bir yere ihtiyacımız olduğundan şömine için kurguladığımız nişi genişletip açıkta kullanmaya karar verdik.” Bu alan, eskimeyen ve yüksek sıcaklıklara dayanıklı porselen ile dekore edilmiş ve etrafındaki niş, yakacak odunun bir dekor unsuru gibi göründüğü duvardaki şık bir kompozisyona dönüşmüş.
Wabi-Sabi, kusurları sevmenin etrafında şekillenen bir felsefe adeta. Bu noktadan hareketle çevre dostu ve benzersiz dokuları tamamlayan günümüze ait bazı detaylar da bir araya getirilmiş. Tüm bunlar üzerinde çalışılırken ev sahiplerinin istekleri her zaman çok net olmuş: “Ev sahiplerinin ana istekleri, alanın olabildiğince aydınlık olması, yaşamak için rahat olması ve doğayla maksimum yakınlık kurabilmek için doğal malzemeler kullanılması olmuş.”
Aydınlatma için İtalyan markası Karman’dan bir Plancton sarkıt aydınlatma tercih edilmiş. Bu aydınlatma, pürüzlü dokusuyla duvarların bir devamlılığı gibi. Nikolatesla markasından ankastre bir ocak ve Bosch markasından biri mikrodalga olmak üzere iki fırın seçilmiş.
Panoramik pencereler ve ferah odalarla birlikte, evin gündüzleri gün ışığıyla, geceleri ise yıldızlı gökyüzüyle dolmasını sağlayacak mimari değişiklikler yapılarak proje son haline kavuşturulmuş. Tüm duvarların kil ile kaplandığı bu evde, asla pürüzsüz olmayan, fotoğrafta bakıldığında bile dokusu hissedilen güzel bir pürüzlülük ile tamamlanmasına çalışılmış.
Zemin eskitilmiş ahşap olarak tercih edilmiş. “Bu tür kararları her adımda ev sahiplerimizle birlikte aldık. İlk adımda zeminde fayans kullanmayı planlamıştık ancak ihtiyacımız olan sıcaklık hissini vermeyeceğine karar verdik sonrasında. Bu alanda daha fazla pürüzsüzlük ve yumuşaklık elde etmek için genellikle düzleştirilmiş köşeler ve tavan ile alçı duvarlar arasında geçişler kullandığımızı da unutmadan ekleyelim. Duvar sıvası imalatı için ise bu alanda uzmanlaşmış yerel ustaları tercih ettik.”
Hazırlayan GÖKÇE KARAMAN ÖNEMCİ