LOFT tarzını mekanlara taşımak
Son zamanlarda örneklerini sadece çıkış noktası olan New York’ta değil, küçük ölçekli yaşam alanlarının iç hacimlerinde dahi görmeye başladığımız çelik konstrüksiyonlu, transparan kafes uygulamaları, hem mekanın ışığını azaltmadan, ferah bir şekilde bölünmesini sağlıyor hem de çok şık bir görünüm oluşturuyor. Bu yeni trendin inceliklerini işin uzmanlarından, kendi uygulamalarından örneklerle öğreniyoruz.
Evlerde ya da ofislerde, alanları birbirinden ayrıştırmak, fakat bu ayrıştırmayı duvar kullanarak yapmak yerine camdan bir oda görünümüyle mekanın içine dahil etmek, son yıllarda yavaş yavaş ön plana çıkan mimari çözümlerden biri. Daha ferah, küçük alanlarda kısıtlı hareket kabiliyetine yeni bir soluk getiren bu uygulama, rahatlatan çözümler sunuyor.
DT Mimarlık sahipleri Mimar Çiğdem Tambahar ve İç Mimar Davut Tambahar’ın projeleri, bu yeni trendin üç güzel örneklerinden biri. Son birkaç yıldır bu uygulamayı iç mekan projelerinde hayata geçirmeye çalışan çift, sadece mevsimlik değil yılın her döneminde kullanılabilen evlerde kalıcı çözümler sağlıyor.
Bu yeni yeni hayatımıza dahil olan uygulamayı İzmir’in üç farklı yerindeki üç projeyle örneklendiren DT Mimarlık, bize yeni trend hakkında fikirler veriyor.
İç mekanda cam kullanımı trendinin başlangıç noktası nedir?
Aslında bu trend bundan seneler öncesinden başlama sinyallerini vermişti. Önce Google ve Facebook gibi global markaların genel merkez ofislerindeki tasarımlarda görmeye başladık bu havayı. Ateş tuğlası duvarlar, çelik konstrüksiyon bölmeler, açık tavanlar, brüt beton yüzeyler cam bölmeler ile harmanlanarak yapılan kullanımlar ilk gördüğümüz uygulamalardandı. Sonra daha küçük ölçekli ve daha günlük hayatımızda girip çıkabildiğimiz alanlarda karşılaşmaya başladık bu konsept ile. Genel olarak hangar veya depodan bozularak tasarlanmış geniş sosyal mekanlar, kafeler, konsepti olan yeni jenerasyon restoranlar, üçüncü dalga kahve dükkanları gibi birçok alanda bu trende gözümüz aşina olmaya başladı. Bundan sonra da tabii ki sıra bu trendi konut projelerine uyarlamaya geldi.
“BU TREND O KADAR POPÜLER OLMAYA BAŞLADI KI ÇELIK ILE CAMIN KULLANIMI TASARIMCILAR TARAFINDAN EVIN HER YERINE TAŞINDI.”
Bu trend iç mekanlara nasıl uyarlanıyor? Projelendirmeye başlarken hangi aşamalardan geçiliyor?
İlk kullanmayı denediğimiz zamanlarda bunu yaratabileceğimiz malzemelerimiz bile kısıtlıydı. İç mekanlarda bu tip kullanımlara başlandığında hatlar çok daha kabaydı, kesitler çok daha kalındı. Buna bağlı olarak da sistemler bugünkü kadar kolay ve ergonomik çalışmıyordu. Atölyeler bile bu kadar detay ile uğraşmak istemiyordu. İlk kullanım zamanında en çok dikkat ettiğimiz şeylerden birisi yapılacak olan sistem mümkünse sabit olmalıydı. Mağaza vitrini, evin içinde bir cam bölme, ofis veya sosyal bir alanda bir duvarda fon kaplaması gibi birçok sabit tasarım ile başladık. Çünkü bu kadar kalın hatlı ve ağır bir sistemi hareket ettirmek hiç de kolay değildi. Bazen açılır kanat prensibi ile çalışırdı fakat burada demir kasa, demir kanat ile birleşince çok sert bir kapanış olduğunda çıkan ses, ya da çatlama riski olan camlar bizim bu tasarıma hep korkarak bakmamıza sebep olurdu.
Bu yüzden de kullanılacak alanda bu yapı hareket edecek mi, edecek ise ne sıklıkta? Açılıp kapanacak mı yoksa sürgülü bir şekilde kullanılacak mı gibi sorular ortaya çıkıyor. Uygulanacak alanın eni ve boyu, tavan yüksekliği, sistemin bölmelerinin ebada göre ağırlığı, yapılan tasarım ve ebatlamayı mekana taşıma, monte etme koşulları gibi… Bunların hepsi projeye başlarken tasarımı temelde etkileyen çevresel unsurlar oluyor.
“BIR YENILIK ÇEVRESINI VE ÇEVRESINDEKI DIĞER ŞEYLERI POZITIF OLARAK ETKILIYOR VE GELIŞIM SAĞLAYIP BUNUN SÜRDÜRÜLEBILIR OLMASINI GERÇEKLEŞTIREBILIYOR ISE DOĞRU BIR TREND DIYEBILIRIZ.”
İç mekanda camdan ayrı bir alan oluşturmanın avantajları
Küçük mekanların daha bütün ve ferah bir şekilde algılanmasına fayda sağlaması. Aynı zamanda mekansal algıyı da artırıyor. Gün ışığı alamayan alanların farklı yaşam alanları ile birleşiminde kullanılması halinde temiz hava ve gün ışığını mekana almakta yardımcı oluyor. Mekanları fiziksel olarak ayırmak istediğimizde de içeriyi karartmadan bunu yapmamıza yardımcı oluyor.
Her ne kadar alanlar büyük olsalar da New York Loft evlerindeki kullanım prensibi de buna paralel. Loft dediğimiz alanlar ana hatları ile çatı katı, yüksek tavanlı ve büyük hangar gibi mekanlar olarak tanımlanabiliyor. Bu mekanlardaki alanları kendi doğal dokularına uygun bir malzeme ile bölümlendirmek, yaşam alanlarını tanımlamak için kullanılan bu konstrüksiyonlar sayesinde hem görsel estetik sağlanıyor hem de mekansal iklimlendirmede avantaj sağlıyor.
Uygulamada kullanılan malzemeler ve aşamaları…
İlk kullanımlarımızda sadece kutu profil ve düz cam ile başladık. Sonra mekanizmalar işin içine dahil oldu. Menteşeler, raylar, makaralar derken sistemin hareket kabiliyeti son derece kolaylaştı. Artık elimizde istediğimiz gibi hareket ettirebildiğimiz bir tasarım vardı. Sonrasında sıra tasarımın geliştirilmesindeydi. Önce hatlar kibarlaştırıldı ve daha ince profillerle sistem çözümleri üretildi. Sonra kullanılan çelik konstrüksiyonu farklı renk ve dokular ile nasıl üretebiliriz sorusu ile mücadelemiz başladı. Ham demiri taşlayıp vernik sürerek başladığımız serüvenimizde artık statik toz boya, fırın boya, antik eskitme dokular, bronz, pirinç vb. hayal gücümüz ile sınırları zorladığımız bir yol devam ediyordu. Sıra cama gelmişti. Düz cam önce kumlu cam oldu. Sonra telli cam, renkli cam, içinde bakır teller kullandığımız özel camlar, kanallı camlar derken burada da alternatiflerimiz son derece çoğaldı.
İç mekandaki kafes efektinin birlikte kullanılabileceği dekorasyon stilleri
Bu tamamen tasarımcının hayal gücüyle ilgili. Projelerimizde olduğu gibi bizim bu sistemi kullandığımız üç ayrı mekan da birbirlerinden son derece farklı tarzlara sahip projeler. Bu efektin kullanım alanlarını ise sınırlamak imkansız. Küçük bir stüdyo dairede de olur, eski depo veya hangardan bozma mekanlarda da. Tarihi dokuya sahip Rum evinde de olur, Alaçatı’daki taş evde de.
New York Loft tarzı cam kullanımında, kullanılan alanın dışında kalan bölümlerde hangi şartlar uygulanmalı?
Hangi tarzda mobilya, aydınlatma ve aksesuarlar bütünlüğü sağlar? Aslında bu kombinasyonlar biraz geleneksel olmaya başladı. Ateş tuğlası duvarlar, döküm radyatör petekleri, brüt beton yüzeyler, açık yüksek tavanlar, deri bir chester, demir ve masiften kombine edilmiş bir orta sehpa ve kitaplık bu işin ana enstrümanları gibi olmaya başladı… Bu tip detaylar loft tarzının kullanımında son derece uyumlu bir çevre oluşturmanızı sağlar. Örneğin eskimiş yüzlü dokular… Emaye mutfak aksesuarları, endüstriyel görünümlü tavandan sarkan aydınlatmalar, masif ahşap bir masa etrafında metal sandalyeler bu tarzın algılanmasını kuvvetli kılacak elemanlar. Aynı zamanda bir müzik kutusu, bilardo masası, kuyruklu bir piyano, ahşap sandıklar veya otantik bir kilim gibi eşyalar da tamamlayıcı unsurlar arasında olabilir.
“ASLINDA NE KADAR HATLAR KIBARLAŞSA DA PRENSIPTE KULLANILAN MALZEME CAM VE METAL. YANI IKISI DE SON DERECE AĞIR MALZEMELER. BU SEBEPLE EN ÖNEMLI KOŞUL BU TASARIMI TAŞITACAĞIMIZ ALAN. TAVANDAN MI ASKILI OLACAK, ZEMINE BASARAK KANAL IÇERISINDE MI HAREKET EDECEK, TAVANDAN BAĞLANDIĞI NOKTA BETON MU YOKSA ÇELIK GIZLI BIR KARKAS ILE TAŞIYICI BIR ZEMIN MI HAZIRLANACAK? İŞTE BUNLARIN HEPSI ÇEVREMIZDEKI TASARIMA YÖN VEREN ETKENLER.”
Hazırlayan GÖKÇE KARAMAN ÖNEMCİ
Fotoğraf EMRE ÖNEMCİ