Orta çağ referanslarına odaklanmak
Wonderland Park Avenue bölgesi, California’nın hoşgörülü ve mimariye tasarıma meraklı insanlarının bir arada yaşadığı bir yer. Bu benzersiz lokasyon 1950’li yıllarda tüm alanın ağaç dikimi için ana planı oluşturan ünlü peyzaj tasarımcısı Garrett Eckbo’nun da dahil olduğu bir grup arkadaş tarafından entegre bir konut kooperatifi konsepti üzerinde konumlandırılmış.
Çevredeki evlerin yüzyıl ortası duyarlılığı, Assembledge+ markası tasarımının tonunu belirlemiş. Formların sadeliği, geniş cam kullanımı ve açık ya da kapalı bir yaşam deneyimi yaşatan açık kat planları, bölgenin tarihi ilkeleriyle tam uyumlu bir tadilat ve ekleme alanlar oluşturmak için kullanılmış. Yani bu ev, tarihten gelen mimari yapılarla doğal bir uyum içinde yapılmış yeni bir yaşam alanı. 2016 yılında başlayan “Harikalar Diyarı” projesi, ilk adımından son dokunuşuna kadar üç yıla yayılan detaylı ve kusursuzluğu hedefleyen bir proje.
Assembledge+ markasından David Thompson ve Alexander Design’dan Vanessa Alexander ile birlikte konuştuğumuz projenin tüm detaylarını merak ediyoruz. Yaşayan, canlı ve enerjik, gün ışığını tüm eve davet eden bu yaşam alanında sürprizli renklerin dünyasına konuk oluyoruz.
David Thompson: “Ev sahipleri, sürdürülebilir özelliklere sahip bir ev istediklerini söyleyerek geldiler bize. Bu, bulunduğu bölgenin yüzyıl ortası tasarım duyarlılığını ifade edecekti.” Yüzyıl ortası tasarım stili ise son yılların en trend dekorasyon stillerinden biri.
Proje, 60’larda ve 70’lerin başında Frank ZAPPA, The Doors’dan Jim MORRISON ve The Byrds gibi LA’nın birçok rock müzisyenine ev sahipliği yaparak ünlenen ünlü Laurel Canyon’un tepelerinde yer alıyor.
En büyük öncelikleri, yaşam alanlarının iç tasarımını, evlerini çevreleyen kanyona bağlamak olmuş. Yaklaşık 1.000 metrekarelik bir tadilat ve ek alanından oluşan proje, ana yatak odası alanı için yeni bir üst kat ve birinci katın genişletilmesinden oluşuyor. Evin genelinde birbirine bağlı yaşam alanları kurgusu hakim.
Zeminden tavana kadar kullanılan cam ve sürgülü kapılar, alt kat planının karşılıklı köşelerinde konumlandırılarak iç mekanlardan geçen ön bahçeden arka bahçeye ve hatta havuza çapraz bir aks oluşturur şekilde projelendirilmiş. Uzun, dar bir koridor ile keyifli bir ışık alanı yaratılmış.
İki katlı ekleme yapının mevcut çatıyla kesiştiği yerde bu ek alanın tüm derinliği uzatılmış, böylece üst kat ve genel anlamdaki derinlik evin içinden hatta her köşesinden deneyimlenebilir bir duruma gelmiş. Bahçenin bir bölümündeki kanyonun tamamı Meşe ve Okaliptüs ağaçlarıyla doldurulmuş bir peyzajla canlandırılmış.
Güneş panelleri için güney yönüne döndürülen üst çatının formu, bir ağaç ev fikrinden esinlenerek ev sahiplerinin ağaçların arasında yaşıyormuş gibi hissetmelerini sağlamak üzerine tasarlanmış. Evin içindeki merdiven, yeni ve mevcut hacimlerin kesiştiği yere konumlandırılmış. İniş alanı büyüklüğünde bir çatı penceresi, her iki katın çekirdeğini gün ışığıyla dolduruyor.
Evin tam ortasında tüm ihtişamıyla bizi selamlayan mutfak ise göz alıyor. Bu mutfak, sosyal ve özel alanları fiziksel olarak birbirine bağlayan ve manzaraya yatay olarak ve çatı penceresinden dikey olarak görüş sağlayan konutun kalbi olarak çalışan bir alan. Ev sahiplerinin temiz enerjiye olan ilgisi, formaldehit içermeyen mdf malzemeli dolapları dahil olmak üzere evde sürdürülebilir özellikler için bir zorunluluk yaratan çözümlerden olmuş.
“Evin genelinde konfor arayışının yanıtları ve orta çağ referanslarına odaklanmış sade bir zarafet söz konusu.”
- Vanessa Alexander
Hazırlayan GÖKÇE KARAMAN ÖNEMCİ
Fotoğraf LAURE JOLIET