Stil sahibi adalı hayatlar
Sessiz, sakin ve hayatının her alanında bir bütün halinde devam eden tarzıyla ilham veren Seda Vardar, İstanbul’un Bozcaada’ya kurguladığı yeni ev ve kariyer hayatını bizimle paylaşıyor. Maia Bozcaada ile tanışıyoruz.
Kuzey Ege’nin en kendine has noktalarından olan Bozcaada sokaklarında, zamanı unutturan ve yaz güneşiyle ısınmaya başlayan bir sabahta tanışıyoruz Seda Vardar ve Cam Aldemir çiftiyle. Hem dekorasyon hem modaya ait özel tasarım parçalarıyla dolu Maia Bozcaada isimli yeni tasarım satış noktası, sade görünümüyle dikkatimizi çekiyor ve içeri giriyoruz. Maia Bozcaada ile aynı zamanda başlayan ada yaşamı, çiftin hayallerini gerçekleştirdiği bir döneme şahit olmamızı sağlıyor. Reklamcılık mezunu Seda Vardar, Base Istanbul Agency markasının kurucu ortağı ve kreatif direktörü. Şimdilerde ise aynı zamanda Maia Bozcaada’nın da kurucusu. Bu yaz başlayan göçebe hayatları ise onları çok heyecanlandırıyor. “Base Istanbul bir içerik ajansı aslında, markalara dijital anlamda sosyal medya danışmanlığından kurumsal kimlik ve web site tasarımı gibi birçok alanda hizmet veriyor. Freelance olarak birçok markaya dijital destek verdiğim dönemde eşim Cem, kurumsaldaki işinden istifa ederek bana katıldı ve büyüyen ekibimizle, artan markalarımızla artık ajanslaşmak gerektiğini düşündük. Üç sene önce ortak olduk ve Base Istanbul’u kurduk.” Bozcaada, çiftin 10 yıldır yaz-kış demeden en güzel anlarını yaşadıkları, çok sevdikleri bir lokasyonmuş. Pandemi ile birlikte yarı zamanlı adada yaşama fikirleri, bu dükkanı görüp tuttuklarında “şimdi ne yapacağız” diye düşünmelerine sebep olmuş ilk etapta. Sonrasında ise kendi işlerinden ilham alarak en iyi yaptıkları işi yeni girişimlerine entegre ederek bir konsept mağazaya dönüştürmüşler.
Peki bu konsept mağaza Maia’da neler var? “Kıyafetten dekorasyona, aksesuardan zamansız ürünlere aklınıza gelebilecek her şeyi bulabilirsiniz. Diğer konsept mağazalardan farkımız, bir yazlık bir dükkan olmamız. İşbirliği içinde olduğumuz tüm markalardan da bir seçki oluşturarak Maia’da konumlandırıyoruz. Aslında kendi stilimi ve ada ruhunu yansıtmaya çalıştığım bir koleksiyon seçkisi var içeride. Aynı zamanda kendi koleksiyonumuz “Back to Nature” hem mağazada hem maiabozcaada.com’da adaya gelemeyenler için stilimizi, ruhumuzu yansıtan ve içerikleriyle doğadan ilham aldığımız bir yaşam koleksiyonu.” Maia’nın kendine has dekorasyonu ise tamamen Seda Vardar’a ait. İlk olarak büyük aynanın olduğu duvar öne alınarak genişletilmiş, duvarlara eski sistem sıva yapılmış, öncesinde var olan dekoratif taşlı alanlar kapatılmış ve Maia’nın kurumsal rengine boyanmış. Tadilat anlamında çok yoran bir süreç değilmiş, adadaki yeni binalardan biri olduğu ve sezona yetişmek gerektiği için büyük tadilat sürecine girmemiş. Adada yaşam fikri, mağaza fikrinden önceymiş aslında. Mağazanın varlığı adada yaşama fikirlerini hayata geçirme süreçlerini hızlandırmış. Önceki ziyaretlerinde kasabanın dışındaki bağ lokasyonlarında yaşamışlar. Şimdilerde merkezde ve küçük bir evde yaşama alışma sürecindeler. Çünkü Maia’nın hemen üst katındaki kompakt dairede yaşıyorlar. “Ada sevgisiyle buraya kavuşmak, yarı zamanlı da olsa yaşamaya başlamak harika bir duygu!” Bozcaada, yıllarca aralarında güçlü bir bağ oluşturmuş.
“Mağaza dışına şık iki adet tente yaptırdık ve hasır oturma alanı ile yaza vurgu yapmak istedik. İçeride ise bambu, ahşap, pirinç materyaller ön planda. Büyük ahşap masamızı takı markalarımızın sahne alanı olarak konumlandırdık, ürünleri sergilediğimiz raflarımız bambu ve cam malzemelerinden. Hem doğayı hem de şık bir ortamı aynı alanda birleştirmek hayalimizdi, öyle de oldu.”
Çift olarak İstanbul’daki hayatlarına veda etmeden adada da olmanın keyifli bir yolunu bulmuşlar. “İstanbul’a aşığım, adayı çok seviyorum. Bu farkı soranlara özetle cevabım hep bu oluyor. O yüzden İstanbul’da yaşamak benim için hiçbir zaman kaos olmadı, İstanbul’dan kaçmak hiç istemedim. Şehir hayatının kalabalığını, imkanlarını ve ruhunu ayrı seviyorum. Deneyimlerime göre de küçük bir yerde yaşamaktan çok daha kolay bence. Adada yaşam ise çok dingin, huzurlu. Doğanın ortasındasınız bir kere. Fakat İstanbul’da yaşayan biri olarak hem konumu hem küçüklüğü dahil lokal olarak yaşamaya başladığınızda zor taraflarını da fark ediyorsunuz. Ada gerçeği en başta ulaşım anlamında yüzünüze çarpıyor. Ama dediğim gibi aynı zamanda çok keyifli, dünyada değilmişsiniz gibi bir hissi de var.” Mağaza ile aynı anda evleri de tamamlanmış. Evde mimari açıdan yaptıkları tek düzenleme ise mutfak dolaplarının üst bölümünü iptal etmek ve boya yaptırmak olmuş. Dekore ederken ise küçük bir alan olduğu için kullanışlı noktalar yaratmaya çalışmışlar. “Hem İstanbul’daki evimizi hem ofisimizi hem mağazamızı kısacası kendi stilimizi yansıtsın istedik. Yaşam alanlarımızı dekore ederken bütünlüğe çok önem veriyoruz. Ada’daki evimizde yaz havası olsun istedik ama kendi stilimizden de çıkmamaya çalıştık. Minimal, beyaz, siyah ve gold ağırlıklı bir yaz evi hayal ettik.”
“Mağaza dışına şık iki adet tente yaptırdık ve hasır oturma alanı ile yaza vurgu yapmak istedik. İçeride ise bambu, ahşap, pirinç materyaller ön planda. Büyük ahşap masamızı takı markalarımızın sahne alanı olarak konumlandırdık, ürünleri sergilediğimiz raflarımız bambu ve cam malzemelerinden. Hem doğayı hem de şık bir ortamı aynı alanda birleştirmek hayalimizdi, öyle de oldu.
Hazırlayan GÖKÇE KARAMAN ÖNEMC
Fotoğraf EMRE ÖNEMCİ