Hikayelerinin peşinde
Memory Place projesinde “İstiklal”, “Anne” ve “Uçak” isimli üç video bulunuyor. Projenin ses tasarımı Evin Embil’e ait. Uçak nokta bulutu modeli ise Adam Cigler.
Zeynep Abeş’in hikayesini kendisinden dinleyebilir miyiz?
Sanat ve müziğin her türlüsüne meraklı, kalabalık bir ailede büyüdüm. Ben de bunu örnek alarak sanat işlerimi hep çocukluğumdan ve yaşamımdan aldığım anılarla geliştirdim. Küçüklüğümden beri her zaman fotoğraf ve film üzerine ilgim vardı. Zamanla kaybolabilecek hatıralarımı koruma amaçlı, çocukluğumdan beri değişen aile dinamikleri, evim, mahallem ve etkilendiğim sosyal ve politik dönüşümleri ele alan işler üretmeye devam ettim. Lisedeyken, büyükannem Keriman Halis Ece ile ilgili bir belgesel çekerek, Emerson Üniversitesi’nin sinema bölümüne girdim. Daha sonra kariyerimi medya sanatları üzerine şekillendirerek, yeni teknolojilerle anlatılabilecek hikayelerin eserlerine konsantre olmayı hedefledim.
Los Angeles’ta bir Türk olarak sanatınızın ve bakış açınızın geri dönüşlerini nasıl alıyorsunuz?
Los Angeles’ta özellikle sanat camiasında çoğunluk zaten göçmen olduğu için kendimi çok yabancı hissetmedim. Eskiden yaptığım çalışmalar daha çok aile tarihim veya Türkiye’ye özgü konuları ele alıyordu, yalnız zamanla herkesin paylaştığı duygular ve hisler üzerine çalışmaya başladım. Memory Place’i LA Art Show’da gösterirken gelen izleyicilerle çok güzel sohbetlerim oldu. Büyüdükleri yerden uzak yaşayanların yabancılaşma hissinin sandığımdan çok daha fazla kişinin hissettiğini farkına vardım.
Ekim ayında Mamut Art Project’te de sergilenecek bu çalışmanın Türkiye ayağında bizi neler bekliyor?
Çalışmalarımı özellikle kendi ülkemdeki sanat severlerin beğenisine sunmak hem kariyerimin hem de çalışmalarımın geleceği için çok önemli. Uzun zamandır Mamut Art Project’i takip ediyorum.
Memory Place enstalasyon çalışmasındaki İstiklal Caddesi, Anne ve Uçak isimli işlerin tanımlarını sizden dinleyebilir miyiz?
Ablamla her yurtdışından eve dönüşümüzde annem, bizim en sevdiğimiz yemeklerden oluşan büyük aile sofrasını kurar. Annemin beni evde karşılaması. Eve her girişimde tanıdık kokular ve masa etrafında yol yorgunluğuyla hissettiğim güven ve huzuru dondurmak istedim. Herkesin yaşadığı ve değer verdiği bir duygusal an olduğuna inanıyorum. Bunun karşılığında İstanbul’un değişen ruhunu sembolize eden İstiklal Caddesi’ni ve belirsizliklerin getirdiği toplum olarak hissedilen yabancılaşmayı ifade etmeyi amaçladım.
Hazırlayan GÖKÇE KARAMAN ÖNEMCİ