Sorumluluk alan tasarımlar
Doğtaş, paket yay sistemi ve süngerin birlikteliğinden doğan ve ekstra konfor sunan hybrid teknolojisini kullandığı tasarımlarıyla evde geçirilen zamanların kalitesini artırıyor. Fonksiyonel rahatlık ihtiyacının ön plana çıktığı bugünlerde Doğtaş, evini yenilemek isteyenler için hybrid teknolojisi ile üretilen ürünlerde on yıl yay garantisi vererek, uzun süreli konfor vaat ediyor.
Bel ve eklem ağrılarının çözümü; Doğtaş hybrid koltuklar
Vücut kıvrımlarına göre tasarlanan ve en iyi şekilde destekleyen hybrid koltuklar, bel ve eklem ağrısı yaşayan kişilerin çok daha rahat ve uzun oturmalarını destekliyor. Dost sohbetlerinin keyfini çıkartmak, yatılı misafirlerini rahat ettirmek ve koltukta çokça zaman geçirmek isteyenler için konforlu bir çözüm sunuyor.
Üç yeni modelde hybrid
Yeni tasarımlardan biri olan Likya koleskiyonunun yanı sıra, Matilda ve Riviera gibi çok beğenilen koleksiyonlarının oturma grubu ürünlerinde üst düzey konfor sağlayan Doğtaş, paket yay ve süngerin birlikte kullanılmasıyla elde ettiği yepyeni hybrid teknolojisiyle yaşam alanlarına dokunuyor.
Geliştirdikleri yeni teknolojilerin yanı sıra doğaya saygılı, geri dönüşümlü malzemeleri koleksiyonlarıyla birleştiren Doğtaş’ın tasarım ve üretim süreçlerine emek veren isimlerinden, markanın en son koleksiyonlarında uyguladıkları yenilikleri ve tasarim felsefelerini dinledik.
Sizi tanıyalım…
ÇAĞATAY HAŞHAŞ: Tasarım eğitimimi Anadolu Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü’nde aldım. Multi-disipliner bir tasarım anlayışı benimseyip, seramik ve otomobil tasarımı konusunda olan eğilimimi mobilya ile devam ettirerek kariyerime başladığım Doğtaş Mobilya’da, Tasarım Müdürü olarak görevimi sürdürmekteyim.
ERİM TAMER: Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldum. İş hayatına bir tasarım mobilya markasında çalışarak başladım. Sonrasında yine farklı mobilya şirketlerinde üst düzey görevler yaptıktan sonra, geçen senenin sonunda Doğtaş markasında Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışmaya başladım.
Gerek dünyaya olan sorumluluğumuzdan gerekse değişen hayat şartları ile birlikte ortak bilinç seviyemizin gelişmesinden dolayı insanlığın ve diğer canlıların yararına olan tüketim ve üretim tercihlerine yönelmeye başladık. Bu noktada Doğtaş markasının vizyon geliştirdiğini; tasarım ve üretim perspektifini geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik kavramları doğrultusunda şekillendirdiğini görüyoruz… Sizce dünyada bu alanda üretim yapan firma ve tasarımcıların tutumu gelecekteki yaşamımızı ne ölçüde değiştirecek? Neler söylemek istersiniz bu konuda?
Ç.H: Tasarımcı ve tasarım, hangi sektörde olursa olsun, zamanın ruhunu günlük hayatımız içerisinde kullandığımız objelere dönüştürüyor. Geride bıraktığımız 2020 yılının insanlar üzerinde yarattığı temel farklılıklar, tasarım ve Ar&Ge dünyasında da önemli değişimlere sebep oldu. Sorumluluk almak ve sorumlu bir tüketimi desteklemek her geçen gün daha da önem kazanacak. İnovasyon ve teknolojik değişim, gelişimler sadece Ar&Ge departmanlarının değil aynı zamanda tasarım departmanlarının da cevaplaması gereken ana sorularından. Daha şeffaf ve dürüst üretim süreçleri hakim olacak, markalar ise sevilmek üzerine değil, oldukları gibi olmak üzerine bir dil geliştirecek. Ve elbette sürdürülebilir, geri dönüştürülebilir tasarımlar öne çıkacak.
E.T: Doğtaş olarak sürdürülebilirlik alanında çalışmalarımızı önceden başlatmıştık. Yaz ayları itibariyle de recycle koltuğumuzu lanse ediyoruz. Bir koltukta kullanılan 25 metre kumaş için 1.000 adet PET şişe geri dönüştürülüyor. Toplam üretim hesaplandığında oldukça önemli bir rakamdan bahsediyoruz. Üretim yapan firmaların çoğunun bu alandaki yatırımlarını artırdığını söyleyebilirim. Aynı şekilde tasarımcılar da teknolojiyi kullanarak koleksiyonlarını yeniliyor. İlerleyen yıllarda karbon ayak iznin azalmasıyla ve atıktan üretimin artmasıyla dünyanın gözle görülür şekilde iyileşeceğini ümit ediyorum.
Doğtaş’ın “yeni nesil” koleksiyonlarında bir koltuk için ortalama 1.000 adet pet şişenin kumaş olarak dönüştürüleceği bir koleksiyon hazırlanıyor. Bu yenilikçi fikir nasıl ortaya çıktı, malzeme nasıl temin ediliyor, süreç nasıl işliyor anlatabilir misiniz?
E.T: Doğtaş recycle koleksiyonu hepimizi oldukça heyecanlandıran bir girişim oldu. Uzun zamandır sürdürülebilirlik konusunda çalışmalar yapıyorduk. Hayata geçirmek için de recycle koleksiyonu iyi bir proje oldu. Pet şişeden kumaşa uzanan proses oldukça ciddi ve uzun bir yolculuk. Biz bunu kendi bünyemizde değil, Türkiye’nin bu anlamda üretim yapan önemli kumaş firmalarıyla yaptığımız iş birlikleriyle çözümledik. Geri dönüşümlü kumaşları kendi üretim tezgahlarımızda koltuklarımıza giydiriyoruz. Ayrıca bu koltuklarda mobilya sektörü için yetiştirilen ormanlardaki ağaçlardan elde edilen ahşapları kullanıyoruz. Hedefimiz 2024 yılında koleksiyonun %40’ını geri dönüşümlü kumaşlardan üretmek.
Ç.H: Tasarım dünyasının parametrelerinde değişimler yaşanıyor. Müşterilerimiz, dünyaya saygı çerçevesinde yepyeni satın alma öncelikleriyle hareket ediyor artık. Daha nitelikli ürünler ilk tercihlerden oluyor. Hatta tasarımların üretim süreçlerinin bile merak edildiği bir dönemdeyiz. Bir ürünün kim tarafından üretildiği de cevaplanması gereken soruların başında geliyor. Bu kapsamda, dünyaya iyi gelecek bir tasarım yapma fikri bizleri çok heyecanlandırdı.
Üç yıl içinde portföyünüzün %40’ını geri dönüşümlü kumaştan tasarlamak istediğinizi belirtiyorsunuz. Özellikle hangi ürünler için bu çalışmayı yapacaksınız; geri dönüşümlü malzeme kullanımı tüm ürünleri kapsayabilir mi?
E.T: Koltuk gibi kumaş kullanımının olduğu koleksiyonlarımızda bunu yapabileceğiz. Ancak elbette, geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanım alanları sadece kumaşla sınırlı değil. Bu alanda aksesuar gibi daha küçük objelerde farklı materyal kullanımlarına da değinebiliriz.
Ç.H: Bu alandaki teknolojik gelişmelerle birlikte biz de farklı tasarımlarımızda, farklı ürünleri kullanmaya ve Ar&Ge çalışmalarını yapmaya devam edeceğiz. İlk etapta bu koleksiyonumuz köşe gruplarında, ardından tüm oturma gruplarımızda kullanılmaya başlayacak.
Doğtaş koleksiyonlarında yer alan tasarımların modern, şık ve kullanışlı olduğunu görüyoruz. Siz Doğtaş’ın tarzını nasıl tanımlarsınız?
Ç.H: Müşterilerimize sunduğumuz her bir koleksiyonu derinlemesine düşünerek bir dekorasyon ürününün ötesinde, yaşam alanı yaratmaya özen gösteriyoruz. Bugün girdiğiniz herhangi bir Doğtaş mağazasında koltuğundan, yatak odasına ve aksesuarlarına kadar her detayı düşünülmüş bir koleksiyonu alıp çıkmanız mümkün. Tasarımlarımızda konfor, işlevsellik ve dayanıklılık ise ilk değerlendirme kriterlerimizden. Ayrıca tasarımlarımızda zanaatkar tavrı da oldukça önemsiyoruz. Rafine detayların ustalıkla işlendiği ürünler, markamızın kimliğini yansıtan önemli kriterlerden. Doğtaş’ın tarzını kısaca şöyle özetleyebiliriz; modern, yalın, ışıltılı ve fonksiyonel.
E.T: 2019 yılında Doğtaş’ı “tarz ve uyumun aşkı” konseptiyle farklı bir kategoriye taşıdık. Mağaza konseptlerimizden tutun, tüm iletişim çalışmalarımıza uzanan yelpazeyi de bu şekilde yeniledik.
Ürünleri tasarlarken ve bir koleksiyon oluştururken çıkış noktanız ne oluyor? Koleksiyon nelere göre değişiyor ve gelişiyor?
Ç.H: Her bir koleksiyonun ardında büyük bir takım var. Öncelikle trend raporları değerlendiriliyor, kendi mağazalarımızdaki müşteri geri bildirimleri detaylı okunuyor ve çalışılıyor. Ardından yeni teknolojiler ve inovatif çözümler masaya yatırılıyor. Tüm bunların ışığında ise tasarım süreçleri başlıyor. Bir diğer önemli konumuz ise, farklı ev boyutlarına cevap verebilecek ürün alternatifine sahip olmak. Bu kapsamda modüler yapı bizim için anahtar noktalardan biri. Bir tasarımı yaparken, küçük metrekareli evleri de geniş alanlı şehir dışı evleri de dikkate alarak çalışıyoruz. Aynı dolabın dört kapılı modeli de var, sekiz kapılısı da örneğin.
Doğtaş’ta geniş bir mobilya skalasının yanında oldukça çeşitli bir aksesuar koleksiyonu da bulunuyor. Bir Doğtaş mağazasından içeri girdiğimizde ya da web sitesinde neler bulabilir ve nasıl bir hizmet alabiliriz?
Ç.H: Küçük değişikliklere büyük farklılıklar yaratıldığına inanan bir ekibiz. Bu kapsamda her bir koleksiyonumuzu halısından aksesuarına detaylı bir şekilde tasarlıyor ve uyguluyoruz. Bir diğer çok önem verdiğimiz hizmetimiz; ücretsiz mimari destek. Bu şekilde desteğe ihtiyacı olan tüm müşterilerimizin evlerinin a’dan z’ye dekorasyonu için yol gösterebiliyoruz.
E.T: Tek bir mağaza ile evinizi baştan aşağı yenileyebilirsiniz. Ayrıca bu hizmeti web sitemizdeki sanal tur butonuyla yine aynı şekilde müşterilerimize veriyoruz. Seçtikleri ürünleri üç boyutlu olarak evlerinde görmelerini sağlıyoruz. Bunun için alışveriş yapmak gibi bir zorunluluk da koymadık. Odanızın ölçüsüne göre yerleşmiş halini görerek alma imkanı sunuyoruz.
Moda tasarımcısı Burçe Bekrek ile ortak bir proje geliştirdiğinizi biliyoruz, bahsedebilir misiniz?
E.T: Burçe Bekrek, yaptığı tasarımlarla da doğaya saygılı kumaşları tercih eden ve özgün çizgisi olan bir tasarımcı. Burçe Bekrek, yaz aylarında birlikte çıkartacağımız koleksiyon için AR-GE ekiplerimizle omuz omuza bir çalışma yürüttü. Hazırlanan kapsül koleksiyonun dışında, aksesuar gamının geliştirilmesi, yeni kumaş seçimleri ve mağaza konseptleri gibi konularda da markamıza danışmanlık verecek.
Pandemi hepimizin hayatını fazlasıyla etkiledi ve evimizde normalden daha fazla zaman geçirir olduk… Tamamen “ev hayatı”na yönelik ürünler tasarlayan, geliştiren ve üreten bir marka olarak Doğtaş bu süreçte neler deneyimledi?
Ç.H: Bu süreç Doğtaş’ta fonskiyonel ve rahat tasarımların öne çıktığı bir dönem oldu. Örneğin bu dönemde lanse ettiğimiz hibrit teknolojisinin uyguladığımız tasarımlar, özel yay sistemleri sayesinde sundukları ekstra konfor ile büyük bir ilgi gördü. Daha çok yeni lansmanını yaptığımız Likya koleksiyonu da bunlardan biri. Bir diğer çok heyecan duyduğumuz koleksiyon da Venera koleksiyonu. Bu koleksiyonda yer alan yay ve süngerin bir arada kullanıldığı hibrit kullanımının yanı sıra sırt minderlerinin arkasına gizlediğimiz mekanizma ekstra konfor sunuyor.
E.T: İnsanların evlerinde bu kadar çok zaman geçiriyor olması rahatlık ve konfor arayışını artırdı. Ayrıca zaman bulup yenileyemedikleri yaşam alanlarına yeniden göz gezdirme fırsatı da doğurdu. Doğtaş olarak uzun zamandır üzerinde çalıştığımız dijitalleşme çalışmalarımızı pandemi döneminde hızlandırdık; dogtas.com web sitemize satın alma butonu ekleyerek, online mobilya alışverişi fırsatı yarattık. Sadece bununla kalmayarak mevcutta bulunan sanal tur ve sanal ödeme imkanıyla, müşterilerin hem mobilyaların yerleşmiş hallerini görmelerini sağladık hem de güvenli ödeme imkanı sunduk.
Doğtaş’ın tasarım ve üretim felsefesi nedir? Sizi motive eden ve önemsediğiniz unsurlar nedir işinizi yaparken?
Ç.H: Her koleksiyonda bir öncekinden daha iyi bir tasarım çıkarmak ekip olarak en değer verdiğimiz konu. Bu doğrultuda hiç durmadan araştırma yapıyor ve sadık müşterimizin geri bildirimlerini dikkate alıyoruz. Tasarım yaparken, satın alacak kişi ile uzun süre birlikte olacağımızı biliyoruz. Bu kapsamda, dayanıklı, konforlu, fonksiyonel ve elbette güzel ürünler tasarlamayı, anısı olan yaşam alanları yaratmayı önemsiyoruz.
Yıllardır Türkiye’nin dört bir yanında ve yurt dışında çok geniş bir mağaza ağına sahip olduğunuzu biliyoruz, yeni mağazalar açmayı düşünüyor musunuz yakın gelecekte?
E.T: 2021 yılı için; yurt içinde 202, yurt dışında ise 64 mağaza hedefindeyiz. Bayilik ağımızı genişleterek, satış noktalarımızı çoğaltmayı planlıyoruz.
Hazırlayan DENİZ İNCEGÖL