Uzaklardaki cazibe noktaları
Bazen biraz uzaklara gitmek ister insan… Farklı rotalardaki keyifli adresler size ilham verebilir, zevk ve keyif dağarcığınızı tetikleyebilir. Şehirden uzaklaştığınızda uğrayabileceğiniz dört özel adresi paylaşıyoruz. Üstelik hepsi yaz rotanızda size enerji ve ilham verebilir…
Doğadan ilhamla
MOYY ATÖLYE
Moyy Atölye, Fırtına Vadisi ve çevresinden başlayarak Anadolu zanaatlarının günümüz ihtiyaçları doğrultusunda yeniden can bulması fikri ile şekillenmiş bir marka. Özlem Erol ise markanın kurucusu, yaratıcısı, tasarımcısı yani her şeyi. Yolunuz Rize’de Çamlıhemşin’e düşerse randevuyla Moyy Atölye’ye uğramanızı tavsiye ederiz.
Moyy Atölye, yok olmaya yüz tutmuş üretim şekillerini keşferek yeniden şekillendiriyor ve çevrede yaşayanlarla beraber üretiyor. El dokuması ve Karakovan arıcılığı başta olmak üzere, yollarına çıkan türlü kıymetli ürünü koleksiyona dahil eden markanın ürün çeşitliliğini de hammadde yönlendiriyor. Koleksiyon, ev tekstilinden bakım ürününe, baldan bebek giysisine kadar çok fazla çeşit barındırıyor. Özlem Erol’dan yeni markasını dinliyoruz. “Şu anda Moyy Atölye’nin merkez alanı, gönderileri yaptığımız ve ürünleri stokladığımız bir depo ve ofis alanından ibaret. Ürünler vadi ve çevresinde çeşitli atölyelerde ve evlerde büyük çoğunlukla kadınlar tarafından üretiliyor, burada toplanıyor. Çamlıhemşin merkeze yakın fakat biraz gizli, dikkat çekmeyen, kargo şirketlerinin servis verebileceği kışın ısınması olan ve rutubet olmayan bir alan seçmek gerekiyordu. Dolayısıyla en uygun seçenek burasıydı. İlk kez estetik kriterleri tamamen bertaraf edip lojistik ve fonksiyonelliği ön planda bulundurarak bir mekana yerleştim. Bir apartmanın giriş katındayız ve burası yaklaşık 50 metrekarelik tek bir alan. İçeriye girdiğimde biraz toparlamam gerekti. Benim için temiz, nemsiz ve düzenli bir ortam olması yeterli olduğu için çok fazla detaya girmedim. Burası zaten bir mağaza değil. Ürünleri online olarak satıyoruz. Şu sıralar yeni ürünler için üretim programı ile meşgulüz. Bölgedeki gıda ve bitkiler üzerine üretim yapmak için hazırlık içerisindeyiz. Zaman içerisinde neler olacak, karşımıza neler çıkacak ben de merak ediyorum. Çok büyük hedefler koyarak, anlam yüklemek istemiyorum ama Moyy Atölye ürünlerini farklı ülkelere taşımayı düşünüyoruz. Ayrıca, Moyy Atölye olarak bölgede çok küçük gruplara üretim içerikli turlar yapmak için de çalışıyoruz. Eskiden daha sık seyahat ederdim ve bir sürü yeni şey görerek heyecanlanırdım. Artık sosyal medya sayesinde hayal edemeyeceğimiz şeyleri bile görebiliyoruz. İlham kaynağım sosyal medya değil ama bunca görsel bombardıman varken saf ve temiz bir yaratıcılık zor. Zihnimi arındıran ve yaratıcılık ya da üretim sürecimi yönlendiren en büyük kaynak doğa. Yaşadığım yere bu anlamda minnettarım.” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Çiftlikte yaşam
ZEYTUNE SABUN
Mis gibi kokan sabun ve mumlarıyla tanıdığımız Zeytune markasının Dalaman Akkaya Vadisi’ndeki çiftliğine konuk olduk. Markanın yaratıcısı Lale Kemali Gonzales ile keyifli bir günün ardından sevgiyle yapılan herşeyin başarılı olacağına bir kere daha ikna olduk…
Gonzales ile sohbette sözü ona bırakıyoruz. “Her yolculuğum merakla başlar, aşkı yakalarsam hedefimi belirler ve tutku ile yoluma devam ederim. İşte Zeytune böyle doğdu… 40 yıldır doğal kozmetik üreten eczacı bir anne ile büyümenin yanı sıra zeytinyağına olan sevdam, zeytinin kendisi kadar uzun ömürlü bir ürün yaratma fikrini doğurdu. İlham perim annem Nazan Kemali’dir. Annemin evde hazırladığı doğal iksirler ile büyüdük! Zeytune 2014’te kuruldu. Muğla Dalaman’a yakın Akkaya Vadisi’nde üretmek beni çok mutlu ediyor, çam ormanının ortasında kuş cıvıltılarıyla sabun ve mumlarımı keyifle üretiyorum. Tıbbi bitki bahçemiz, özellikle Isparta’dan getirdiğimiz lavantalarımız, çeşitli narenciye, avokado, parmak lime, kayısı, vişne gibi 60 çeşit ağacımız var. Her gün ormana çıkıp dağ kekiği, immortelle (ölmez otu), hayıt, karabaş otu gibi mucizevi çiçekler ve otlar topluyorum. Bulunduğumuz bölgedeki ağaçlardan, sürekli değişen kokulardan, doğanın değişiminden ilham alıyorum. Çam ormanında sessiz, sakin ve güzel bir yerde köpeklerimiz ile birlikte yaşıyoruz. Çiftlik hayatını, doğa ile uyum içinde ve bilinçli yaşamayı seviyoruz. Çiftlikte sıfır atık felsefesini hedefleyerek yaşıyoruz ve geri dönüşüm yapıp herşeyi kompost yapmaya da özen gösteriyoruz. Taşındığımızda Zeytune Çiftlik mağaza bölümü yoktu, buranın inşaatını biz tamamladık. Mağaza 30 metrekare ve üretim atölyem de 35 metrekare. Hedefim, daha doğal, sağlıklı, kimyasal içermeyen, saf uçucu yağlar içeren temiz ürünler çıkarmak. Soğuk metod ile elde yaptığımız Zeytune sabunlarımız tamamen doğal ve içlerinde natürel sızma zeytinyağı, defne yağı, hindistan cevizi yağı ve shea yağı gibi cilde faydalı ve nemlendirici özelliği olan yağlar var. Mumlarımız da petrol veya kömürden elde edilen parafin ve kimyasal içermez. Balmumuzu arı üreticilerinde alıyoruz ve parfüm eğitimi aldığım için bütün kokularını ben atölyemde yaratıyorum. Çeşitli sabun ve 24 çeşit mumumuz var. Ancak mevsimsel olarak üretiyorum, yani her ürünü her mevsimde bulmak mümkün değil. En son çam ormanlarından etkilenerek çam ve limonlu mum, incirli ve ayrıca domates yaprak kokulu mum ürettim. Sabunlarda dörtlü çiftlik sabun seti üretiyorum, bunlar botanik bahçe sabunları ve meyve bahçesi sabunlarımız. Prensibim küçük miktarda yüksek kaliteli ürünler üretmek. Ürünlerime online ulaşabilir, diğer satış noktalarımızı öğrenebilirsiniz.”
Sayfiyede tasarım
EMNA STUDIO
Muğla sınırları içindeyken Fethiye’ye devam ediyoruz. 3D modelleme uzmanı olarak büyük ölçekli projelerde dünyanın farklı yerlerinden mimarlarla çalışmış olan mimar Emna Rached, Fethiye’de beş sene önce Emna Studio’yu kurmuş. Güneyde tatilde olsanız bile tasarımla şekilenmiş bir konsept mağazaya uğramak isterseniz, Emna Studio’nun doğru adres olduğuna şüpheniz olmasın.
Tasarımsal tavrını oryantal minimalizm olarak özetleyen Rached, bir tasarımı hayata geçirme sürecinde yerel zanaatkarlarla çalışmanın bilgi ve becerilerini çoğaltmakta etkili olduğunu dile getiriyor. “Tunus, Paris derken artık eşim sayesinde Fethiye’de yaşıyorum. Bence yalnızca Fethi – ye değil, Türkiye’nin Ege kıyısının tamamı çok güzel. Likya yolu üzerinde – ki ve civarındaki bütün şehirleri çok kıymetli ve verimli buluyorum.” diye sözlerine başlıyor ve “Emna Studio’yu 2015’te kurdum. Mimari danışmanlık, iç mimarlık, mobilya tasarımı ve anahtar teslim projeler yapıyorum. Emna Studio, le Concept Store adlı mağazamda ise tasarımını yaptığım ürünlerden mobilya, ev aksesuarları, objeler, aydınlatmalar ve ev tekstilleri satılıyor. Ayrıca, ürünlerim, mağazam dışında websitemde ve bazı online platformlarda satışa sunuluyor. Emna için ideal dekor en az sayıda mobilya ve objeden, minimal sade dokunuşlardan, soylu malzemelerden ve bunları tamamlayan incelikli oryantal detaylardan -örneğin halı, fotoğraf, seramik, duvar süsü, aydınlatma gibi- oluşuyor. Dekoru tamamlanıp bitirilmesi gereken bir şey olmaktan ziyade, hayat boyu süren bir proje olarak düşünmek daha doğru olur, bizimle birlikte değişen dönüşen bir şey olarak… İdeal tasarım, bir objenin işlevselliğinin, çizgilerinin saflığının ve de zanaatkarların ellerinde şekillenen malzemesinin soyluluğunun sinerjisinden doğar. Bir tasarımı iyi kılan dört özellik vardır: İşlevsellik, uygun malzeme, özgünlük ve tasarımı biricik kılan hikaye. İşte Emna Studo ürünleri bunlardan ibaret diyebilirim. Ben kendi çevremde olan biteni, doğal çevreyi ve gündelik pratik ihtiyaçlarımızı sürekli gözlemlerim. Hayata bakışımı ve duyarlılığımı şekillendirmiş olan kültürel kökenlerimin yanı sıra mimari, benim en önemli esin kaynağımdır ve her zaman ilk sırada gelir. Büyük şehrin enerjisini, kaosunu ve sosyo-kültürel etkinliklerini hala özlüyorum. Paris, Sevilla, Tunus, Kahire, İstanbul ve tüm bu kültürlerin mükemmel karışımı bana her zaman ilham veriyor… Emna Studio’nun esin kaynakları ise mimari, geometri, Fransız – Tunus ve Berberi kültürel kökenlerimden gelen referanslardır. Yolunuz düşerse her zaman beklerim.” diye bizleri uğurluyor.
Zamansızlığa dair
YAZZ BOUTIQUE
Bu yazın en yeni mekanlarından olan Yazz Collective, Fethiye’nin Turunç Pınarı koyunda, çam ağaçları ile kaplı gizemli bir koyda yer alıyor. Son durağımız olarak ziyaret ettiğimiz mekan, mimar Fahrettin Aykut imzası taşıyor.
Aykut, binlerce yıllık bir geçmiş ile medeniyetlere ev sahipliği yapmış Kayaköy’ün rüzgarını almış bir koyda, mimari ve sanatın birlikte geliştiği, samimi, doğal, saygılı ve zamansız bir yaşam kurgulamış. Yazz Collective bir Akdenizli; nereye giderse gitsin bu konsepti yaşatmak üzere kodlanmış. Burada restoran, lounge, plaj, galeri, spor, mağaza ve butik otel bir arada olup ortak bir konseptle yönetiliyor. Yazz Collective; zamansız, cesur, gerçek, gizemli, karizmatik, konforlu ve samimi bir çizgiye sahip. Suyu temiz, derin ve dalgasız… Sadece deniz yolu ile ulaşılabilen bir koyda kurulan yaşamdan bahsediyor Yazz. Ayrıca, yirmi yılı aşkın süredir turizm ve eğlence sektöründen adını iyi bildiğimiz Mehmet Can Uzun’un hayalinin kolektif bir çaba ile hayat bulmuş hali, burası. Akdeniz’den ilham alan, dağ veya deniz kenarı, doğanın içine konforu ve gastronomiyi yerleştiren, kozmopolit bir kurguyu eklerken, özel ve paylaşılan anları birbiriyle entegre eden bir yaşamı resimleyen bir konsept söz konusu, Yazz’da. Bu kolektif mekanda ayrıca küçük bir mağaza da yer alıyor. İsmi “Yazz Boutique” olan mağazada ağırlıklı olarak sadece Yazz için tasarlanmış, modaya dair ürünler var. Ezgi Apa’nın özel koleksiyonun yanı sıra GardıropGurusu Hande Can’ın parçaları ilk dikkatimizi çekenler oldu. Mağaza sahibi Banu Savcı’nın dile getirdiği üzere buradaki ürün gamının çeşitleneceğini öğreniyoruz. Modaya olan yakın ilgisinden dolayı yazlık giysiler, mayolar, takılar, şapkalar, çantalar raftaki ürünler arasında görülüyor. Ancak kafasında çeşitli işbirlikleri olduğunu da söyleyen Savcı, deniz ve tekne kültürüne uyumlu seçimlerle ilerleyeceğinden bahsediyor. Mağazayı gezdikten sonra soluğu eşsiz plajda alıyoruz. Bura – da uzun, konforlu bir plajdan bahsediyoruz. Zaten Yazz Collective’e tekne ile yaklaşırken ilk gördüğünüz, özel ve paylaşılan anların hepsinin ana karakteri burası. Günü karşıla, günü bitir, alışverişini yap, sporunu yap, yemeğini ye veya gün batımına dal… Kumlu veya kumsuz… İskele veya kaya dibi… İstersen kalabalık, istersen tek başına… Yazz Collective, bu yaz için en doğru seçeneklerden biri gibi görünüyor…
Yazı & Fotoğraf RANA KORGÜL